DÜNYA

Çin-ABD arasında koronavirüsle ilgili mesaj casusluğu gerginliği

New York Times gazetesinin haberine göre; Beyaz Saray'ı alarma geçiren mesajlar ABD'yi karıştırmış durumda... ABD'li üst düzey yetkililer Donald Trump yönetiminin ülkeyi tam anlamıyla krantinaya alacağına dair yayınlanan sosyal medya içerikleri ve mesajlar nedeniyle alarma geçti.

Büyük panik dalgası ABD istihbaratını harekete geçirdi ve 6 Amerikalı yetkili mesajların Çin operatörleri üzerinden yayıldığının değerlendirildiğini açıkladı. Haberde görüşlerine yer verilen yetkililer direkt Amerikalıların cep telefonlarına gelen bu mesajların daha önce görülmemiş bir taktik kullanılarak gerçekleştirildiğini ifade etti.

New York Times'ın haberine göre; panik yaratan mesajların mart ayı ortasında Amerikalıların cep telefonlarına ve sosyal medya hesaplarına düştüğü belirlendi. Sosyal medya postları ve cep telefonlarına gelen kısa mesajlar özetle "Trump yönetimi tüm ülkeyi karantinaya almak üzere" ifadelerin yer veriyordu.

Mesajlarda Trump yönetiinin en kısa zamanda tüm ülkeyi kilitleyen kararı çıkaracağını ve yağmacılar ve isyancıları engellemek adına ABD ordusunun görev alacağı bilgileri yer alıyordu. Mesajlar 48 saat içinde o kadar yayıldı ki, Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi Twitter üzerinden bir açıklama yayınlayarak "sahte" olduklarını duyurdu.

Araştırmacılar ve kolluk kuvvetleri için kısa mesajlar ve şifreli uygulamalar yoluyla yayılan dezenformasyonları sosyal medya platformlarına göre izlemek çok daha zor. Amerikalı yetkililer, Rusya'nın stratejilerini örnek alan Çin'in ABD'deki siyasi bölünmeleri genişletmeye çalıştığını ifade etti.

Ancak mesajların kaynağı hala bulanıklığını koruyor. Amerikalı yetkililer daha fazla detay vermeyi reddetti. Ancak iki farklı Amerikalı yetkili Çin ajanlarının mesajları yaydıkları açıklamalarına katılmıyor.

Hali hazırda var olan sahte mesajların daha fazla kişiye iletilmesine destek verilmiş olabileceğini ifade ediyorlar. Yetkililer, Çinli ajanların kampanyalarının bir parçası olarak WhatsApp da dahil olmak üzere metinleri ve şifreli mesajlaşma uygulamalarını kullandığını söylüyorlar.

Listeler daha sonra metin depolama sitesi Pastebin, Twitter ve mesajlaşma uygulaması Telegram üzerindeki aşırı sağcı kanallara yollandı. SITE yöneticisi Rita Katz, "Listelerden Neonaziler ve beyaz üstünlüğünü savunanlar faydalandı, bunları faaliyet alanlarında saldırganca yayımladı.

Yetkililer, Amerika'da hali hazırda karantina koşulları nedeniyle halk tarafında yaşanan ayrışmayı Rus ve Çin etkileri ile daha da çözülemez bir sorun haline gelebileceğini ifade ediyor. Senatör Angus King, "Bu ayrılık çıkarma için oyunun bir parçası" diyor. King ayrıca bazı sosyal medya botlarının ülkede yaşanan karantina protestolarını da hızlandırdığını belirtiyor. Amerikalı yetkililer, Çin'de üst düzey yetkililerin virüs ile ilgili küresel bir dezenformasyon kampanyası yürütmek için ajanslara direktifler verdiğini açıkladı.

Kovid-19 ile savaşan kuruluşların çalışanlarına ait olduğu iddia edilen bilgiler internete düştü Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınıyla mücadele eden ABD Ulusal Sağlık Enstitüleri (NIH), Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) ve Gates Vakfı gibi kuruluşların çalışanlarına ait olduğu iddia edilen e-posta adresleri ve şifreleri, bilgisayar korsanları tarafından internette yayımlandı.

Veriyi kullanan aşırı sağcılar, koronavirüs salgını hakkında komplo teorilerini paylaşırken bir taciz kampanyası çağrısında bulunuyordu. İddia edilen e-posta delillerinin yayılması, aşırı sağda Kovid-19 salgınını silah olarak kullanmaya yönelik aylardır süren girişimin bir diğer parçası." değerlendirmesini yaptı.

Washington Post'un haberine göre, internet üzerinde aşırılıkçı ve terörist örgütleri takip eden SITE İstihbarat Grubu, 25 bin civarında e-posta adresi ve şifrenin pazar ve pazartesi günleri internete düştüğünü tespit etti. NIH, DSÖ ve Gates Vakfının yanı sıra son dönemde Kovid-19'un aslında buradan yayıldığı iddialarına konu olan Vuhan Viroloji Enstitüsü çalışanlarına ait olduğu savunulan adres ve şifrelerin gerçek olup olmadığı henüz bilinmezken, bunların yer aldığı listeler, ilk olarak nefret dili ve aşırılıkçı siyasi yorumlarıyla tanınan mesaj panosu 4chan'e gönderildi.

Sözde e-posta adresleri ve şifrelerinin, 9 bin 938 ile en fazla NIH çalışanlarına ait olduğu, onu 6 bin 857 ile ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezlerinin (CDC), 5 bin 120 ile Dünya Bankasının, 2 bin 732 ile DSÖ'nün ve daha düşük sayılarla da Gates Vakfı ve Vuhan Viroloji Enstitüsünün izlediği belirtildi.

NIH, CDC, DSÖ ve Dünya Bankası konuyla ilgili yorumda bulunmazken, Gates Vakfı, "Durumu, veri güvenliği uygulamalarımız doğrultusunda takip ediyoruz. Şu anda vakfımızda veri açığına dair bir göstergeye sahip değiliz." açıklamasını yaptı. ABD'de Federal Soruşturma Bürosu da konu hakkında değerlendirmede bulunulmadı.