DÜNYA

İşte Lozanda kaybettiğimiz adalar

İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bahsettiği ve Yunanistan'a Lozan Antlaşmasında verdiğimiz 16 ada...

Ege’deki Hurşit adası.

Fornoz adası.

Nergizçik adası.

Eşek adası

Bulamaç adası.

Kalolimnoz adası.

Keçi adası.

Sakarcılar adası.

Koçbaba adası.

Ardacık adası.

Gavdos adası.

Dhia adası.

Dionisades adası.

Gaidhouronisi adası.

Koufonisi adası.

Konferansın Yapıldığı Yer: İsviçre’nin Lozan şehri Temsilcimiz: İsmet İnönü’dür. Rauf Orbay, Mondros’u imzaladığından Lozan’a gitmek ve böylece bu eksikliğini telafi etmek istiyordu. Fakat İsmet Paşa’nın Mudanya’daki başarısından dolayı konferansa gönderilmesi kararlaştırıldı. Konferansa Katılan Devletler: Türkiye, İngiltere, Fransa, İtalya, Japonya, Yunanistan, Romanya ve Yugoslavya katıldı. Sadece Boğazlarla ilgili konularda Rusya ve Bulgaristan katıldı. ABD, görüşmelere katılmayıp sadece gözlemci gönderdi. Ticaret ve iskân konularında Belçika ve Portekiz katıldı. İşte Lozan'da alınan kararlar ve maddeler...

Türkiye-Suriye Sınırı ​ Fransızlarla imzalanan Ankara Anlaşması'nda çizilen sınırlar kabul edilmiştir.

Irak Sınırı Musul üzerinde antlaşma sağlanamadığı için, bu konuda İngiltere ve Türkiye Hükûmeti kendi aralarında görüşüp anlaşacaklardı.

Türk-Yunan Sınırı Mudanya Ateşkes Antlaşması'nda belirlenen şekliyle kabul edildi. Meriç Nehri'nin batısındaki Karaağaç istasyonu ve Bosnaköy, Yunanistan'ın Batı Anadolu'da yaptığı tahribata karşılık savaş tazminatı olarak Türkiye'ye verildi.

Adalar Gökçeada ile Bozcaada özerk bir yönetime tabi tutulmak şartıyla (Türkiye antlaşmanın bu maddesini uygulamadı) Türkiye'de, diğer Ege Adaları İtalya'ya kaldı. İtalya'nın Türk sınırına yakın adaları silahsızlandırması kararlaştırıldı. Sevr Antlaşmasıyla Oniki Ada İtalya'ya diğer adalar Yunanistan'a bırakılmıştı. Oniki Ada ve Rodos 1945 yılında müttefiklerin eline geçti ve Nisan 1947'de resmen Yunanistan'a teslim edild.

Türkiye-İran Sınırı Osmanlı İmparatorluğu ile Safevî Devleti arasında 17 Mayıs 1639'da imzalanan Kasr-ı Şirin Antlaşması'na göre belirlenmiştir.

Kapitülasyonlar Tamamı kaldırıldı.

Azınlıklar Lozan Barış Antlaşması'nda azınlık, Müslüman olmayanlar olarak belirlenmiştir. Tüm azınlıklar Türk uyruklu kabul edildi ve hiçbir şekilde ayrıcalık tanınmayacağı belirtildi. Antlaşmanın 40. maddesinde şu hüküm yer almıştır. ("Müslüman olmayan azınlıklara mensup Türk uyrukları, hem hukuk bakımından hem de uygulamada, öteki Türk uyruklarıyla aynı işlemlerden ve aynı güvencelerden yararlanacaklardır. Özellikle, giderlerini kendileri ödemek üzere, her türlü hayır kurumlarıyla, dinsel ve sosyal kurumlar, her türlü okullar ve buna benzer öğretim ve eğitim kurumları kurmak, yönetmek ve denetlemek ve buralarda kendi dillerini serbestçe kullanmak ve dinsel ayinlerini serbestçe yapma konularında eşit hakka sahip olacaklardır.") Batı Trakya'daki Türklerle, İstanbul'daki Rumlar dışında, Anadolu ve Doğu Trakya'daki Rumlar ile Yunanistan'daki Türkler'in mübadele edilmeleri kararlaştırıldı.

Savaş tazminatları İtilaf Devletleri, I. Dünya Savaşı nedeniyle istedikleri savaş tazminatlarından vazgeçtiler. Sadece Yunanistan savaş tazminatı olarak Karaağaç bölgesini verdi.

Osmanlı'nın borçları Osmanlı borçları, Osmanlı İmparatorluğu'ndan ayrılan devletler arasında paylaştırıldı. Türkiye'ye düşen bölümün taksitlendirme ile Fransız frangı olarak ödenmesine karar verildi. Düyun-u Umumiye idare heyetinde bulunan yenik Alman İmparatorluğu ve Avusturya-Macaristan İmparatorluğu devletlerinin temsilcileri idare kurulundan çıkartılmış ve kurumun faaliyeti devam ettirilerek antlaşmayla birlikte yeni görevler verilmiştir.

Boğazlar Boğazlar, görüşmeler boyunca üzerinde en çok tartışılan konudur. Sonunda geçici bir çözüm getirilmiştir. Buna göre askeri olmayan gemi ve uçaklar barış zamanında boğazlardan geçebilecekti. Boğazların her iki yakası askersizleştirilip, geçişi sağlamak amacıyla başkanı Türk olan uluslararası bir kurul oluşturuldu ve bu düzenlemelerin Milletler Cemiyeti'nin güvencesi altında sürdürülmesine karar verildi. Böylece Boğazlar bölgesine Türk askerlerinin girişi yasaklandı. Bu hüküm, 1936 yılında imzalanan Montrö Boğazlar Sözleşmesi ile değiştirilmiştir.

Yabancı okullar Eğitimlerine Türkiye'nin koyacağı kanunlar doğrultusunda devam etmesi kararlaştırıldı.

Patrikhaneler Dünya Ortodokslarının dini lideri durumundaki patrikhanenin siyasi yetkilerinden arındırılarak İstanbul'da kalmasına izin verildi.