SAĞLIK

Kadınlarda daha fazla görülen hastalıklar

Uzmanlara göre kalp, idrar yolu hastalıkları, migren, depresyon, insülin direnci gibi hastalıklar en fazla kadınlara misafir oluyor.

Kadınlarda; kalp hastalıkları yüzde 10, migren 3 kat erkeklere göre daha fazla görülürken, idrar yolu enfeksiyonu ve depresyon da yetişkinlik döneminde kadınları hedef alıyor.

Kalp Hastalıkları: Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Fethi Kılıçaslan'a göre, sigara, hipertansiyon, ileri yaş, kolesterol yüksekliği, ailede kalp hastalığına yatkınlık, şişmanlık ve şeker hastalığı koroner kalp hastalığı için klasik risk faktörleri arasında.

Kadınlarda özellikle menopoz sonrasında hipertansiyon, kan yağlarının yükselmesi, diyabet, kilo artışı gibi risk faktörlerin artması sonucunda koroner kalp hastalığı riski artıyor. 40 yaş üzeri kadınlarda ölüm sebepleri arasında ilk sırada kalp krizi yer alıyor.

Kadınların kalp krizinden ölüm oranı erkeklerden % 10-20 daha fazla olduğu görülüyor. Çünkü kadınlarda göğüs ağrısı gibi tipik kalp krizi belirtileri yerine bulantı, nefes darlığı, yorgunluk, baygınlık hissi, baş dönmesi, sersemlik, karnın üst kısmında baskı veya rahatsızlık ve sırt ağrısı gibi tipik olmayan belirtiler daha sık görülüyor. Bu yakınmaların kalp krizinden kaynaklandığı düşünülmediği için tanı ve tedavide gecikmeler olabiliyor.

Kadınlarda koroner kalp hastalığı tanısında kullanılan testlerin duyarlılığı erkeklere göre daha düşük olduğundan tanıda gecikmeler olabiliyor. Öte yandan araştırmalar kadınların kalp hastalığına yakalanma korkusunun çok az olduğunu gösteriyor. Bu durum da geç tanı konulmasına sebep olabiliyor.

İdrar yolu enfeksiyonları: Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Bahadır Ceylan'a göre, idrar yolu enfeksiyonları kadınlarda erkeklere göre farklılık gösteren en önemli enfeksiyonların başında geliyor.

Kadınların mesaneden sonraki idrar yolları erkeklere göre daha kısa olduğu için idrar yolu enfeksiyonu geçirme riskleri daha fazla oluyor. Özellikle evlendikten sonra balayı sistiti denilen idrar yolu enfeksiyonları ve idrar torbası enfeksiyonları sık görülüyor.

Migren: Nöroloji Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Burcu Polat, Dünyada yüz milyonlarca insanı etkileyen ve kronik bir hastalık olan migren kadınlarda, erkeklere oranla yaklaşık 3 kat fazla görüldüğünü söylüyor.

Migren kişinin hayatından tamamen çıkmaz; ancak tetikleyen unsurlara dikkat ederek atakların gelişi kontrol edilebilir. Çocuklukta başlayan ve ergenlikte adet döneminde tetiklenen migren ataklarına sık rastlanıyor.

Bazı kadınlarda migren krizleri sadece adet dönemlerinde olup daha şiddetli seyredebilir. Adet sırasında ortaya çıkan migren ataklarının sebebi, kanamadan hemen önce kandaki östrojen hormonu seviyesinin düşmesi ve östrojen hormonunun göstermiş olduğu dalgalanmadan kaynaklanıyor.

Depresyon: Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Uğraş Erman Uzun'a göre, yetişkinlik döneminde erkeklere göre kadınlarda iki kat daha sık görülüyor.

Aslında çocukluk döneminde her iki cinsiyet arasında bu fark görülmezken, ergenlikle beraber kadın aleyhine dönen cinsiyetler arası farklılık daha sonraki yıllarda da devam ediyor.

Bu farkın sebebi tam bilinmemekle birlikte hormonal farklılıklardan, sosyokültürel rol farklılıklarından veya sıkıntı verici yaşam olaylarıyla daha sık karşılaşmalarından kaynaklı olabileceği belirtiliyor.

İnsülin direnci: Beslenme ve Diyet Uzmanı Burcu Uludağ, gerek fazla kilolarından kurtulmak gerekse kilo problemi olmaksızın sağlıklı beslenme alışkanlığını kazanabilmek için hastaneye başvuran kadınlarda en sık karşılaşılan sağlık probleminin insülin direnci olduğunu belirtiyor.

Bunu sebebini ise kadınların spora vakit ayırmakta zorlanmaları, buna bağlı olarak daha hareketsiz bir yaşam sürmelerine bağlıyor.

Ayrıca kadınların bu hareketsiz yaşama ek olarak, tatlı ve hamur işi benzeri unlu ve şekerli yani karbonhidrat içeriği yüksek besinleri çok ve sık tüketmeleri; günlük aldıkları enerjinin fazla harcadıkları enerjinin az olmasına sebep olmakta, bu da beraberinde vücut ağırlığı artışı ve insülin direnci problemini beraberinde getirdiğini belirtiyor.

"emotional eating" denilen duygu-durum değişimlerine bağlı yeme ataklarının sık görülmesi, bu ataklarda daha çok basit karbonhidrat ve yüksek enerji içeren çikolata tatlı gibi yiyeceklerin tercih edilmesi de insülin direncini tetikleyebiliyor.