DÜNYA

Ölüm bölgesinde dünyanın en zor nöbeti

Sergey A. Krasikov ayda on iki kez (doktorlar en fazla bu kadarına izin veriyor) bu sahipsiz topraklara giden trene biniyor ve "taştan tabut" olarak bilinen, bu yere giriş yapıyor.

Krasikov, Çernobil'de insandan arındırılmış bölgede 'taştan tabut' diye anılan 4 numaralı reaktörde çalışıyor.

Taştan tabut, reaktördeki patlamadan hemen sonra panik içinde yapıldı. Şimdi üzerinde çatlaklar var.

Reaktörün derinliklerindeki şeye suyun temas etmemesi gerekiyor. O "şey" ise yanıp eriyerek tabana geçen ve sertleşen 200 tonluk bir nükleer yakıt ve enkaz kütlesi.

Bu madde, bir fil ayağı biçiminde katılaşmış 200 ton erimiş nükleer yakıt ve kalıntı.

Bu kalıntıda radyasyon derecesi o kadar yüksek ki, bilimadamları yanına yaklaşamıyor.

Geçmiş yıllarda yapılan ölçümlerde, radyasyon seviyesi nükleer santrallarda çalışanların bir yılda maruz kalmasına izin verilen oranın 2 bin katı çıktı.

Krasikov sekiz yıldan beri bu canavara çocuğu gibi bakıyor. Emekli olunca yerini bir başkasına bırakacak. "Bu durum daha ne kadar devam edecek" diye sorduğumuzda "100 yıl diye tahmin ediyorum. Belki zaman içinde yeni bir icat yapılır" diyor.

Nükleer reaktörlerin ne zaman ölmeye başladığı sorusuna cevap bulmak kolay. Bu ölüm süreci hiç bitmiyor.

Nükleer yakıtlardaki bazı radyoaktif maddeler hızla bozulurken sezyum ve stronsiyum gibilerinki uzun zaman alıyor.

Ukrayna meclisinin 39 bin kilometre kare olarak belirlediği radyoaktif alan 300 yıldan uzun bir süreyle bu halde kalacak.

Çernobil'i görünce zamanın nasıl geçtiği daha iyi anlaşılıyor.

Eskiden santral işçilerinin yaşadığı ve 50 bin insana boşaltmaları için birkaç saatin verildiği Pripyat'ta yaban hayatı yavaş yavaş canlanmaya başlamış.

Ölüm bölgesini gezdiren Anton Yukhimento, ıssız şehri yaban domuzu ve tilkilerin mesken tutmaya başladığını belirtiyor. Halkın 4 numaralı reaktöre 48 kilometreden daha fazla yaklaşmasına izin verilmiyor.