DÜNYA

Tüm çıplaklığıyla koronavirüsü (Covid-19)'un doğduğu yer Vuhan'da yaşananlar

Yılan, yarasa, pangolin... Koronavirüsünün hala nasıl ve hangi kaynaktan ortaya çıktığı bilinmiyor. Hala bir aşısı da bulunabilmiş değil. Tek bir şey biliniyor o da koronavirüsünün Çin'in Vuhan şehrinden dünyaya yayılmaya başladığı... Peki, virüsün sıfır noktasında insanlar neler yaşıyor? Onların ağzından tüm çıplaklığıyla dinleyin, okurken sarsılacaksınız...

Çin'in orta kesimlerindeki Hubei eyaletinde yeni bir gizemli virüsün ortaya çıktığı haberlerinin duyulmasından haftalar sonra, yetkili makamlar kimlerin bu virüsü kaptığını belirleme yöntemlerini birden değiştirdi.

Bu değişim, hasta sayısında büyük bir artışa yol açtı. Çünkü doktorlar artık sadece test yaptıkları hastaları değil, bir klinikte teşhis konan hastaları da sayıyordu.

Ama o ilk günlerde, daha sonra Covid-19 adı verilecek koronavirüsün Vuhan kentinde hızla yayılması, hastane yatak sayısındaki sıkıntıyla birleşince, bu durum bazılarının ihtiyaç duydukları tedaviyi alamaması alamına geliyordu.

İki Wuhan sakini, hastalık nedeniyle kaynakları zorlanan kentte, yakınlarını tedavi ettirmeye çalışırken yaşadıkları üzücü deneyimlerini tüm çıplaklığıyla anlattı.

"HUZUR İÇİNDE YAT BÜYÜKBABA" Huang anne ve babasının çocukken ölmesinin ardından, büyükanne ve büyükbabası tarafından büyütüldü. Hayatta tek istediği her ikisi de 80'li yaşlarını süren büyükanne ve büyübabasına bakabilmek, böylece rahat bir emeklilik hayatı sürmelerini sağlayabilmekti.

Ancak 15 gün içinde, büyükbabası koronavirüs nedeniyle öldü ve şimdi de büyükannesinin durumu ağır.

Huang'ın büyükanne ve babasının solunum sistemlerindeki belirtiler 20 Ocak'ta başladı. 26 Ocak'a dek hastaneye gidemediler, çünkü bir tür abluka altına alınan ve toplu ulaşımın 23 Ocak'ta durdurulduğu kentte bir yerden bir yere gitmek kolay değildi.

"BOŞ YATAK BULMAK 3 GÜN SÜRDÜ" 29 Ocak'ta koronavirüs teşhisi konulsa da, hastaneye yatırılmaları üç gün sürdü. Ancak hastane o kadar doluydu ki, hiç boş yatak kalmamıştı.

Büyükanne ve büyükbabasının yüksek ateşi vardı, nefes almakta zorlanıyorlardı ama sadece koridordaki koltuklara oturtuldular. Huang hastane personeline yalvararak bir şezlong ve katlanır yatak alabilmeyi başardı.

"HASTANE MEZARLIK GİBİ" Huag günlüğünde "Ortalıkta doktor ya da hemşire yok. Doktor olmayan hastane aynı bir mezarlık gibi" diye yazdı.

Büyükbabasının ölmesinden önceki gece, Huang büyükannesi ve büyükbabasıyla koridordaydı. Büyükbabasının bilincini yitirdiğini anlamaması için, sürekli büyükannesiyle konuştu.

"HASTALAR AİLELERİNİ GÖREMEDEN ÖLÜYOR" Büyükbabasının ölümünden üç saat önce, nihayet bir yatak bulunabilmişti. Huang son ana dek onun yanındaydı.

Çin'in Twitter benzeri sosyal medya platformu Weibo'ya, "Büyükbaba, lütfen rahat uyu. Cennette acı yok. Birçok hasta, herhangi bir aile üyesi olmadan ve son bir kez birbirlerini göremeden öldü." diye yazmıştı.

Büyükannesi hastanede yaşam mücadelesi veriyor ve Huang vaktini mümkün olduğunca onunla geçiriyor. "Etkili olacak bir ilaç yok. Doktorlar umutlanmamamı, hastalığı artık sadece onun yenebileceğini söyledi" dedi.

ONA DA BULAŞTI 7 Şubat'tan itibaren, Xiao Huang da kendini iyi hissetmiyor ve iki haftadır bir otelde karantinada.

"KAN ÖKSÜRMEYE BAŞLADI" Ocak ayı başlarında Da Chun'un annesi ateşlendi. Aile başta pek kaygılanmadı, çünkü basit bir soğuk algınlığı olduğunu düşünüyorlardı. 11 milyon kişinin yaşadığı kentte sessizce yayılan gizemli hastalık hakkında pek bir şey duymamışlardı.

Ancak mahalle kliniğinde iğne vurunmasına karşın ateş bir hafta boyunca düşmedi. 20 Ocak'ta, Çinli yetkililerin koronavirüsün insandan insana geçtiğini itiraf ettiği gün, annesini ateşli hastalara hizmet vre bir kliniğe götürdü.

Doktor, göğüs filmine ve kan testi sonuçlarına bakıp, annesinin koronavirüs kaptığını söyledi. Da Chun "Bugün bile hala inanamıyorum" diyor.

"TEŞHİSİ TEYİT EDECEK TEST YOK" Ama kötü haberler bitmemişti. Doktor, teşhisi teyit edecek test olmadığı için 53 yaşındaki annesinin hasteneye yatırılamayacağını söyledi. Ocak sonunda, testler sadece sekiz hastanede yapılabiliyordu.

22 yaşındaki Da Chun, "Bu hastanelerden birindeki bir doktor, annemi hastaneye yatırma hakları olmadığını söyledi. Teyit edilmiş hastalara yatak veren yerel sağlık komisyonu. Yani doktorlar, teşhisi teyit etmek için test yapamıyor ve anneme bir yatak veremiyorlardı" diyor.

Da Chun annesinin durumunda birçok kişinin olduunu söylüyor. WeChat sohbet uygulamasındaki bir grupta yer alan 200'den fazla üyeli grupta, insanlar benzer hikayelerini paylaştı.

"HASTANEYE YATAMADAN MUAYENE ODASINDA ÖLÜYORLAR" Erkek kardeşi, yatak olup olmadığını kontrol etmek için sıraya giriyordu. Kendisi de serum alabilmesi için annesiyle kliniğe gidiyordu. Ancak bu ziyaretler sırasında, test olamadan veya hastaneye yatamadan muayene odalarında ölen hastalar gördü:

"Cesetler sarılıyor ve cenaze levazımatçıları tarafından götürülüyordu. Bunların koronavirüs ölümü sayılıp sayılmadığını bilmiyorum."

Annesinin durumu kötüleşmeye devam etti. Kan öksürmeye başladı, idranrında da kan vardı.

29 Ocak'ta annesi nihayet hastaneye yatırıldı, ancak Da Chun annesinin herhangi bir tedavi görmediğini ve ilk günlerde hastanenin de yeterli malzemesi olmadığını söyledi.

Ama annesinin iyileşeceği umudunu kaybetmiyor.