Diğer Avrupa ülkelerinde görüldüğü gibi bu ülkede yaşayan vatandaşlarımız da Belçika toplumunda eğitim ve iş hayatında ayrıca yerel ve federal siyasetin farklı kademelerinde yer almaktadır. Başta 7 federal milletvekili olmak üzere pek çok Türkiye kökenli insanımızın Belçika siyasetinin çeşitli kademelerinde bulunması, insanlarımızın gelecekte Belçika siyasetinde daha aktif olacaklarına işaret etmektedir. Bununla birlikte Belçika’daki vatandaşlarımız iki ülke arasındaki ekonomik potansiyelin gelişmesine de katkıda bulunmaktadırlar. İki ülke arasında 2015 yılında gerçekleşen 5,7 milyar dolarlık ticaret hacminde önemli payları bulunmaktadır. Fakat Belçika’da yaşayan vatandaşlarımız için gelecekte yoğunlaşılması gereken alanlar da bulunmaktadır. Türkiye ile olan iletişimin gelecekte de devam etmesi Türkçe’ye yapılacak yatırıma bağlıdır. Ancak Türkçe’nin ülkenin ulusal müfredatında yer almaması bu süreci baltalamaktadır. Bununla birlikte Belçika nüfusunun yüzde %6’sını oluşturan Müslüman nüfus, din görevlilerinin yetersizliği nedeniyle sıkıntı yaşamaktadır. Oysaki dini ihtiyaçların sağlıklı bir şekilde karşılanması radikalizmle ve aşırılıkla mücadelenin en önemli anahtarıdır ve bu alana yatırım şarttır. Ayrıca okullardaki başörtüsü yasağına ilişkin okuldan okula değişen keyfi uygulamalar endişe vericidir. Belçika Müslüman toplumu, söz konusu belirsizliği sonlandıracak yasal düzenlemenin yapılmasını beklemektedir.
Bu düşüncelerle Türkiye-Belçika İşgücü Anlaşması’nın 52. yıl dönümünde birinci nesli saygıyla anıyor, zorlu göç tarihinde emeği olan tüm vatandaşlarımıza şükranlarımı sunuyorum.” açıklamasında bulundu.